ANA SAYFA

 

ÎLA:

 

ila: Arap dilinde mutlak yemin, demektir. Fıkıh ıstıiahında ise: Adamın, dört ay veya daha fazla bir süreye kadar karısı ile cinsel ilişkide bulunmamaya yemin etmesidir. Tirmizi İla'yı tarif ettikten sonra: "Adam İla yemini edip, üzerinde dört ay geçince ne -olacağı hususunda alimler ihtilaf etmişlerdir. Ashab-ı kiram'dan ve onlardan sonra gelenlerden bazı alimlere göre ila yemini üzerinden dört ay geçince, yemin eden adam artık ya yemininden dönüş yapıp karısına yaklaşır, ya da onu boşar. Malik, Şafii, Ahmed ve İshak'ın kavli de budur.

 

Yine Ashab-ı kiram'dan ve onlardan sonra gelen bazı ilim ehline göre, anılan yemin üzerinden dört ayın geçmesi ile bain bir talak vuku bulmuş olur. Sevri ve Kufe ehli böyle hükmetmişlerdir," diye bilgi vermiştir.

 

Tuhfe yazarı da özetle şu bilgiyi verir: "Bir adam yeminsiz olarak karısına: Sana yaklaşmıyacağım, derse bununla ila etmiş olmaz.

 

Ebu Hanife, arkadaşları ve yeni kavlinde Şafii'ye göre bir adam karısına dört aya kadar yaklaşmamaya yemin ederse ila etmiş olur. Adamın, bu yemini öfke halinde etmesi veya bu süre yaklaşmamanın kadına zarar vermesi şart değildir. Fakat Malik'e göre şarttır. Eğer bu sürece yaklaşmamak kadın için zararlı değil, bilakis yararlı ise ve bu yarar için yemin edilmiş ise buna İla denmez. Ahmed'in de bu hususta Malik'in görüşünde oldugu rivayet olunmuştur. Ali, İbn-i Abbas ve el-Hasan'dan da bu görüş nakledilmiştir.

 

Ebu Hanife, Şafii ve bunların grubuna dahil alimlerin yukarda anlatılan görüşünün delili İla hakkında inen Bakara suresinin 226 ve 227. ayetlerinin mutlak olmasıdır. Yani bu ayetlerde İla'nın öfke halinde veya kadına zarar vermek üzere yapılmasına dair herhangi bir kayıt veya işaret yoktur.

 

Eğer bir adam dört aydan az bir zaman için karısına yaklaşmamaya yemin ederse, bu yemin İla sayılmaz. Bu hususta dört mezheb imamları ve diğer alimler ittifak halindedirler.

 

Dört ay veya daha çok bir süre için ila yemininde bulunup henüz dört ay dolmadan, yeminini bozan yani karısı ile cinsel ilişkide bulunan bir adama, yemin kefareti ödemesi gerekir, bundan başka bir şey lazım gelmez,"

 

Abdurrahman el-Cezeri. dört mezhebin fıkhına ait kitabının talak bölümünde ila konusunda gerekli bilgiyi vermiştir,

 

Bu zat fıkıh istilahındaki ila'yı şöyle tarif eder: "İla: Adamın, karısına yaklaşmayacağına yemin etmesidir. Bu yaklaşmama işi: Vallahi karımla cinsi temasta bulunmayacağım, şeklinde mutlak, yani belirli bir süreye bağlı olmaksızın olabilir. Ebedi olarak yaklaşmamaya yemin olabilir. Yahut dört ay veya daha fazla belirli bir süre ile kayıtlamak sureti ile ila olabilir. Fakat dört ay'dan az veya tam dört ay süre kaydı ile İla olmaz, Ancak Hanefiler'e göre ila'nın en az müddeti dört ay olduğu için: Dört aya kadar karıma yaklaşmıyacağıma Allah adı ile yemin ederim, diyen bir kimse ila. etmiş sayılır. Diğer mezhebIere göre olmaz.

 

İLA'NıN HÜKMÜ VE DELİLİ

 

Araplar eskiden beri, karıları ile cinsi münasebette bulunmamak için ila yemininde bulunurlardı. Cahiliyyet devrinin kötü adetlerinden biri olan ila adeti gereğince bir çok kimse bir yıl, iki yıl veya daha uzun süre için ila ettikleri gibi, ilelebed karılarına yaklaşmamak için bu yeminde bulunanlar da olurdu. İslamiyet bu kötü adeti islah etti' ve ila'nın dört aya kadar adamın karısından uzak kalmasına imkan verdiğini, bundan sonra ya kadına yaklaşması veya onu boşamasının gerekliliği hükmünü getirdi. Bu konuda inen Bakara suresinin 226. ve 227. ayet/erinin mealleri şöy]edir: ''Kadınlarına yaklaşmamaya yemin edenler, dört ay bekleyebilirler. Eğer yeminlerinden dönerlerse. şübhesiz Allah, mağfiret edici ve rahmet edicidir.'' (226)

''(Yemin edenler) şayet boşamaya kararlı iseler. şübhesiz Allah işitici ve bilicidir.'' (227)

Son ayetteki:.''Şayet boşamaya kararlı iseler" ifadesi iki manaya muhtemeldir;

Birincisi: Yemin edenler dört ay geçtikten sonra, eğer boşamaya kararlı iseler ... Bu süre bittikten sonra boşamaya kararlı olmak, ya adamın kendi kendine karısını boşaması veya işin kadıya intikal etmesi ile gerçekleşir. Şu halde yalnız dört ayın tamamlanması ile boşanma gerçekleşmiş olmaz. Malik, Şafii ve Ahmed'in görüşü de böyledir.

 

İkincisi: Yemin edenler dört ay geçinceye kadar, yeminlerinin gereği olan uzak durmaya ısrar ederlerse, onların bu azim ve ısrarları boşamaya karar ve ısrar olur. Artık onlar boşadık, demeseler bile bu sürenin bitmesi. bizatihi talaktır. Hanefiler'in görüşü de budur."

Hulasa; ila yemininde bulunan bir adam dört aya kadar yeminini bozmayıp karısından uzak durmaya devam ederse, dört ayın bitiminde;

 

1. Adam ya karısına derhal dönüş yapar veya onu başar.

2. Bu sürenin bitmesi ile kadın bain bir talakla boşanmış sayılır. Tuhfe yazarı bu İki görüş sahipIerini, gösterdikleri delilleri ve görüşlerin mukayesesini bildirir.

 

Buhari Ashab-ı Kiram'dan Osman, Ali, İbn-i Ömer, Aişe, Ebu'd-Derda ve on iki sahabi'nin ilk görüşle amel ettiklerini söylemiştir. El-Hafız: Bu görüş Malik, Şafii, Ahmed ve İshak'ın da kavilleridir. Diğer hadis ehli de böyle demişlerdir. der.

 

İmam Muhammed, el-Muvatta'ında naklettiğine göre Ömer, Osman, İbn-i Mes'ud ve Zeyd bin Sabit: ila edip dört ay tamamlanıncaya kadar karısına dönüş yapmayan adamın karısı bain bir talakla boşanmıştır. Ve kocası diğer istekliler gibi, kadına yeniden istekli çıkabilir, demişlerdir. Buna göre bu alimler ikinci görüştedirler. Rey ehlinin görüşü de budur.

 

Bu mesele hakkında Ashab-ı kiram'ın görüşleri değişiktir. Yukarda da anlatıldığı gibi ila konusunda bir çok mesele vardır. (Haydar Hatiboğlu)

 

 

İLA VAK’ASI:

 

Yukarıdaki bilgilerden de anlaşıldığı gibi İla’nın en az süresi 4 aydır. Bununla beraber Nebi s.a.v.’in eşlerinden 1 ay ayrı durma yeminine de İla denmiş; bu olayı ihtiva eden hadislere yada bu hadislerden müteşekkil bablara -İla hadisi- yada –İla vakası babı- gibi isimler verilmiştir. İla’nın kelime manası yemindir ve Nebi s.a.v.’in eşlerinden uzak kalma yeminine bu yüzden İla denmiştir, yoksa fıkhi ıstılahta geçen 4 aylık sınırı bulunan İla değil.

 

Ayrıca fıkıh ıstılahındaki İla kişinin karısı ile cinsi münasebette bulunmayacağına dairdir. Oysa Nebi (s.a.v.); eşlerinin odalarına girmemeye yemin etmişti. (Mahir)

 

 

MUĞNİ’L-MUHTAC DA İLA (KOCANIN İLİŞKİDE BULUNMAMAYA YEMİN ETMESİ)